Dünyanın en zeki insanları, yüksek IQ seviyeleri ve olağanüstü entelektüel başarıları ile tanınırlar. Bu kişiler, çoğunlukla bilim, matematik, felsefe, teknoloji gibi birçok alanda büyük izler bırakmış ve insanlık tarihini şekillendirmiştir. Bazılarının ise ismi bilinmiyor. İşte gelmiş geçmiş en yüksek IQ'ya sahip insanlar...
160 IQ'ya sahip Teorik fizikçi ve kozmolog Stephen Hawking, "Zamanın Kısa Tarihi" adlı kitabıyla evrenin en karmaşık sorularına ışık tutmuştur. 1960’ların başında ALS hastalığına yakalanmasına rağmen, çalışmaları evrenin işleyişine dair devrim niteliğinde keşifler sunmuştur. 2018 yılında hayatını kaybeden Hawking, çalışmaları ile bilim dünyasında unutulmaz bir iz bıraktı.
Albert Einstein, 20. yüzyılın en ünlü ve etkili fizikçilerinden biridir. 1879 yılında Almanya'da doğan Einstein, özel ve genel görelilik teorileriyle tanınır. 1905 yılında yayınladığı "Özel Görelilik Teorisi", zaman ve mekânın göreli olduğunu göstererek modern fiziği köklü bir şekilde değiştirdi. Einsten'in IQ derecesinin 160 ile 190 arasında olduğu biliniyor. Gelmiş geçmiş en büyük dahiler arasındaki bu insanın öldükten sonra beyninde dahi inceleme yapılmıştı.
Judit Polgár, Macar satranç büyükustası ve tarihin en güçlü kadın satranç oyuncularından biridir. 1976 yılında Budapeşte'de doğan Polgár, satranç dünyasında erken yaşta büyük başarılar elde etti. 15 yaşında, erkekler kategorisinde satranç büyükustası unvanını kazanan ilk kadın oyuncu olarak tarihe geçti. Polgár, kadınlar arasında 4 dünya şampiyonluğu kazandı, ancak asıl ününü erkekler arasında kazandığı zaferlerle elde etti. Satrançta erkeklerle yarışan ve onların en iyilerine karşı galibiyetler elde eden Polgár, satrancın cinsiyetle sınırlı olmadığını gösterdi. Judith, sadece bir satranç şampiyonu değil aynı zamanda kanıtlanmış 170'lik IQ derecesi ile ilk 10 listesi arasında kendine yer buluyor.
Leonardo da Vinci, Rönesans dönemi İtalya'sının en büyük dâhilerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Hem sanatçı hem de bilim insanı olan Da Vinci, Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği gibi unutulmaz sanat eserleri yaratmış, aynı zamanda anatomi, mühendislik, astronomi ve fizik gibi pek çok alanda önceden tahmin edilen keşiflere imza atmıştır. Leonardo'nun IQ seviyesi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır çünkü IQ testleri onun yaşadığı dönemde mevcut değildi. Ancak, yapılan analizler ve eserleri göz önüne alındığında, IQ derecesinin 180 ile 190 arasında olduğu tahmin ediliyor.
Marilyn vos Savant, 1946 doğumlu Amerikalı yazar. 1985 yılında, Guinness Dünya Rekorları tarafından sahip olduğu 228 IQ puanı ile "dünyanın en yüksek IQ'ya sahip insanı" olarak tanınmıştır. Bu rekor, o dönemde büyük ilgi görmüş ve vos Savant, dünya çapında zeka ve mantık üzerine yazılar yazmaya başlamıştır.
Garry Kasparov, 1963 doğumlu Rus satranç büyükustası ve satranç tarihinin en büyük oyuncularından biridir. Kasparov, 1985 yılında 22 yaşında, dünyadaki en genç satranç dünya şampiyonu unvanını kazandı ve 2005 yılına kadar bu unvanı elinde tuttu. Kasparov, satrançta strateji ve taktik konusundaki derin bilgisi ve yenilikçi oyun tarzıyla tanınır. Kasparov, satrançta sadece bireysel başarılarla değil, aynı zamanda bilgisayarlara karşı verdiği mücadeleyle de dikkat çekti. 1997 yılında, IBM’in geliştirdiği Deep Blue adlı süper bilgisayara karşı oynadığı maçta, Deep Blue’nun 6. oyunda onu yenmesiyle büyük bir dönüm noktası yaşandı. Bu, yapay zekanın satrançta insanları yenebileceğini gösteren ilk büyük olaydı ve Kasparov, teknolojiye karşı olan bu kaybını derinlemesine inceledi. Kasparov'un, 190 üzeri IQ derecesi bulunuyor.
Kim Ung-Yong, Koreli bir fizikçi ve dünyanın en yüksek IQ seviyelerinden birine sahip dâhilerdendir. 4 yaşında birden fazla dili öğrenmiş ve 5 yaşında matematik problemleri çözmeye başlamıştır. 8 yaşında NASA tarafından davet edilerek ABD'ye gitmiş ve burada bilimsel çalışmalar yapmıştır. IQ'sunun 210 civarında olduğu öne sürülmektedir. Ancak erken yaşta elde ettiği başarıların ardından, akademik kariyerine Kore’de daha sıradan bir yaşam sürerek devam etmiştir. Kim, insan potansiyelinin nasıl keşfedileceği konusunda önemli bir örnek sunmaktadır.
255 IQ'ya sahip Christopher Hirata, Amerikalı bir astrofizikçi ve dâhi olarak tanınır. 1982 doğumlu olan Hirata, 13 yaşında ilk üniversite dersini alarak dikkatleri üzerine çekti. 14 yaşında, NASA’nın Mars keşif misyonlarında çalışmaya başladı ve bu başarı, onun ne kadar olağanüstü bir zekâya sahip olduğunu gösterdi. Hirata, 16 yaşında Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (Caltech) PhD programına kabul edildi ve 22 yaşında astrofizik alanında doktorasını tamamladı. Özellikle karanlık madde ve kara delikler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.
Terence Tao, Avustralyalı-Amerikalı bir matematikçidir ve çağdaş matematiğin en büyük dâhilerinden biri olarak kabul edilir. 1975 doğumlu olan Tao, henüz 2 yaşındayken matematiksel problemleri çözebilecek seviyeye gelmiş ve 9 yaşında üniversiteye kabul edilmiştir. 21 yaşında profesörlük unvanını kazanarak matematik dünyasında büyük bir çıkış yapmıştır.Tao, özellikle sayılar teorisi, Fourier analizi ve karmaşık analiz gibi alanlarda önemli katkılarda bulunmuştur. 2006'da, matematiksel analiz ve sayı teorisi üzerine yaptığı çalışmalarla Fields Madalyası'nı kazanmıştır. Fields Madalyası, matematikteki en prestijli ödüllerden biridir.IQ’sunun 230 civarında olduğu tahmin edilen Terence Tao, matematiksel zeka ve katkıları ile bilim dünyasında önemli bir figürdür.
William James Sidis, 1898 doğumlu Amerikalı bir dâhi ve tarihteki en yüksek IQ'ya sahip kişi olduğu iddia edilmektedir. IQ’sunun 250-300 arasında olduğu öne sürülse de bu konuda kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Sidis, çocuk yaşlarda olağanüstü bir zekâya sahipti ve 11 yaşında Harvard Üniversitesi'ne kabul edilen en genç öğrenci olma unvanını kazandı. Sidis, matematik, dil, tarih ve felsefe gibi birçok alanda derinlemesine bilgiye sahipti. 8 yaşında Latince ve Yunanca'yı öğrenmiş ve 11 yaşında 12 dilde akıcı konuşabiliyordu. Harvard'da başladığı matematiksel çalışmalar, onu genç yaşta bilim dünyasında tanınan bir isim haline getirdi.
Üstün zekasıyla kendine hayran bırakan genç adam 20 yaşına geldiğinde katıldığı mitinglerden ve siyasi görüşünden dolayı tutuklanmış . Ayrıca Yahudi kökenli olmasına rağmen Ateist olması da gazetecilerin eleştiri hedefi olmuş.Tüm bunları yaşadıktan sonra bir bıkkınlık psikolojisine düşen Sidis her şeyden uzaklaşmış ve sıradan bir insan gibi hayatını sürdürmüş. 1944 yılında da 35 yaşındayken geçirdiği beyin kanaması sonucunda hayatını kaybetmiş.