TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa ile ilgili konuştu. Kurtulmuş, "Yıllardır Türkiye'de bir ihtiyaç olarak ortadadır ve artık vakti gelmiştir. Türkiye, bu yeni anayasa meselesini önümüzdeki dönemde hallederek içerideki birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, milli bütünlüğünü tahkim edecek bir şekilde yoluna devam etmek mecburiyetindedir." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Kadıköy'deki TBMM Filizi Köşk Sosyal Tesisi'nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye’de sivil toplum alanında önemli çalışmaları olan, değerli ve öncü hizmetler yapan kuruluşların temsilcileriyle bir arada olmanın kendilerine güç verdiğini söyledi. En başından itibaren siyasetin, sadece siyasi partiler vasıtasıyla yapılan bir çalışma olmanın ötesinde, Türkiye'nin demokratikleşmesinin de göstergesi olarak sivil toplumla birlikte, sivil toplumu da güçlendirerek yapılmasının en doğru yol olduğuna inandıklarını belirten Kurtulmuş, sivil toplumun önünün açılmasını, sivil toplumun daha güçlü, her bir kuruluşun kendi alanında önder kuruluşlar haline gelmesini önemli hedeflerinden birisi olarak telakki ettiklerini dile getirdi. Demokrasinin sadece beş yıldan beş yıla oy verme rejimi olmadığının altını çizen Kurtulmuş, demokrasinin aynı zamanda seçim arası dönemlerin tamamında halkın bütün kesimlerini kuşatacak güçlü sözü söyleyebilme, güçlü faaliyetleri ortaya koyabilme rejimi olduğunu ifade etti. Kurtulmuş, "En az siyasi partiler kadar sivil toplum kuruluşlarının da önemli olduğu, hatta sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıyla siyaseti de yönlendirebilme becerisine sahip olması gerektiğini biliyor ve buna inanıyoruz. Onun için her birinize yaptığınız hizmetleriniz dolayısıyla teşekkür ediyoruz." diye konuştu. DEVRİM ARABASININ TASARIMCILARINDAN GÜNDÜZ SAİT GÜNGEN İÇİN BAŞSAĞLIĞI MESAJI Türkiye'nin ilk yerli otomobili Devrim'in üretim ekibinde yer alan yüksek mimar mühendis Gündüz Sait Güngen'in bugün vefat ettiğini dile getirerek kendisine Allah'tan rahmet dileyen Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Devrim arabalarının baş tasarımcısı, Devrim arabalarını yapan, bunun için güzel bir kariyerini bırakıp kolları sıvayarak Türkiye’nin gerçekten önemli projelerinden birisi olan Devrim arabalarını gerçekleştiren tasarımcı ekibin başındaki yüksek mimar, mühendis bir ağabeyimiz, bir büyüğümüzdü. Bugün vefat etti. Allah rahmet etsin. Bu vesileyle onun şahsında Devrim arabaları meselesini bir kere daha anmak ve hatırlamak durumundayız. Gerçekten Türkiye’nin sanayileşme tarihi, bir tarafından baktığınız zaman da Türkiye’deki ihanet tarihidir. Türkiye’nin sanayileşmesinin nasıl engellendiği, nasıl bunun önüne iç ve dış birtakım vesayet odaklarının engel olarak bunun önüne geçtiklerinin en tipik örneklerinden birisi Devrim arabalarıdır. Çalıştırılmış, projesi oluşturulmuş, başarılı bir şekilde sonlandırılmış bir proje maalesef hain ihanetler zincirinin sonunda çalışamaz hale getirilmiş, ‘Nasılsa bunlar araba üretemez’ diyerek kenara atılmıştır." Kurtulmuş, dün Devrim arabalarında ve birçok alanda engellenen Türkiye’nin teknolojik gelişimimin, bugün belli bir noktaya geldiğini de ifade ederek, “Bugün yerli arabası Togg'u üretebilen, özellikle savunma sanayii alanında üstün teknoloji ürünleri dünyada bir marka haline gelmiş olan bir ülkeyiz. Allah bu istikametteki yürüyüşümüzü sürdürmeyi nasip eylesin. Gündüz Sait Bey’in şahsında Türkiye'nin sanayileşme davasına emeği geçen herkesi şükranla, hayırla yad ediyoruz.” şeklinde konuştu. "TÜRKİYE, GÜVEN VE İSTİKRAR İÇERİSİNDE YOLUNA DEVAM ETMEK MECBURİYETİNDEDİR" Türkiye'nin ve dünyanın tarihi bir süreçten geçtiğine işaret eden Kurtulmuş, bugün gelinen noktada dünyanın neredeyse üçüncü dünya savaşının eşiğinde olduğunu söyledi. Kurtulmuş, küresel çatışmalara vesile olabilecek bölgesel çatışmaların tamamının da Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada yer aldığını kaydetti. Ukrayna-Rusya krizinin, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği, bütün insanların kanını donduran insanlık dışı vahşet ve soykırımın, Kafkaslardaki meselelerin, Doğu Akdeniz’deki gerilimlerin dünyayı zor bir sürece doğru sürüklediğini belirten Kurtulmuş, “Bizim bu coğrafyada ve tarihin bu diliminde, Türkiye olarak güçlü bir şekilde ayağımızı yere basmaktan başka bir şansımız yoktur. Türkiye, güven ve istikrar içerisinde yoluna devam etmek mecburiyetindedir. Önümüzdeki en önemli meselemiz budur.” değerlendirmesinde bulundu.
"HİÇBİR PARTİNİN ANAYASASI OLMAZ"
Bu memlekette anayasa yapma gücünün sadece ve sadece milli iradenin sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, inşallah düzgün bir şekilde bu anayasa yapım süreçlerini yönetmesi gerekiyor. Buradaki kilit kavramın ‘doğru zeminde, doğru yöntemlerle anayasanın tartışılması’ olduğunu düşünüyorum. Doğru zemin, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Doğru yöntemlerse, burada bütün siyasi partiler kendi anayasa çalışmalarını hazırlarlar. Hiçbir partinin anayasası olmaz. Partilerin anayasa teklifleri olur. Partiler bu anayasa çalışmalarını çalışırlar. Yöntemini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tartışır, buluruz. Ayrıca sadece Meclis’te grubu bulunan partiler ya da Meclis’teki diğer partiler değil, sivil toplum kuruluşları, akademi, yargı camiası, Türkiye'de sözü olan, 'Benim de bu konuda söyleyecek bir sözüm var.' diyen kim ya da kimler varsa, herkesin sözlerini açık, net ve sarih bir şekilde masaya getirebileceği bir sürecin yönetilmesi gerekir ki, biz burada inisiyatif olarak bu sürecin en güzel şekilde işlemesi için gayret sarf edeceğiz." Kurtulmuş, en yüksek mutabakatla, partiler arasında bir anlayış ortaya konulmasını ümit ettiğini dile getirerek, siyasi partilerin, milletin istediği istikamette sivil, demokrat, kuşatıcı, kapsayıcı, milli bir anayasa yapma imkanına bu milleti kavuşturması temennisinde bulundu.