Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde yaklaşık 1900 yıllık kaya kilise, yürütülen çalışmalarla turizme kazandırıldı. Duvarlarında çok sayıda haç işaretinin bulunduğu yaklaşık 1900 yıllık kilisede belgeleme, alan düzenleme ve temizlik çalışması yapıldı.
Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde yaklaşık 1900 yıllık kaya kilise, yürütülen çalışmalarla turizme kazandırıldı. Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçen Zülkifl ve Elyesa peygamberlerin defnedildiğine inanılan Eğil, Asurlular zamanında yapıldığı tahmin edilen Eğil Kalesi ve Kralkızı Baraj Gölü, sur sarnıçları, tarihi yapılarıyla kültür ve inanç turizmi açısından önemli bir merkez olma özelliğini sürdürüyor.
Kaymakamlık ve belediyenin girişimi, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle 2 yıl önce tarihi kalede, Dicle Üniversitesi (DÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vecihi Özkaya'nın başkanlığında başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor.
Kaledeki 4 antik tünelden 2'sinin restore edilerek turizme kazandırılmasının ardından, kaya kilisede yürütülen çalışmaların da yüzde 80'i tamamlandı.
Duvarlarında çok sayıda haç işaretinin bulunduğu yaklaşık 1900 yıllık kilisede belgeleme, alan düzenleme ve temizlik çalışması yapıldı. Kilisenin yolu, yerli ve yabancı misafirlerin rahatça ulaşabilmesi için düzenlenirken, bir de merdiven yapıldı.
EĞİL'DE YABANCI TURİSTLERİ AĞIRLAMAK İSTİYORUZ"
Eğil Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Volkan Hülür, üç tarafı derin vadilerle çevrili, bir tarafı ise oyularak yekpare kaya üzerine oturtulan Eğil Kalesi'ni dünyaya tanıtmak istediklerini şu sözlerle dile getirdi:
"Kilisemizin yaklaşık 1900 yıllık tarihi var. Hristiyan dünyası için önemli bir kilise. Yaptığımız çalışmalarla turizme açmak istiyoruz. Eğil'de yabancı turistleri ağırlamak istiyoruz. Şu anda turist ağırlamada sayımız yıllık 400 bin civarında. Yaklaşık 75 bini yabancı turist olarak kayıtlara geçiyor. Kilisemizi de turizme kazandırarak yapacağımız çalışmalarla yabancı turist sayımızı 300 bine çıkarmaya çalışıyoruz."
"KAZILARDA OSMANLI'YA AİT SİKKELER BULDUK"
Prof. Dr. Vecihi Özkaya ise kaya kilisenin tarihinin Hristiyanlığın Anadolu'daki tarihi ile bağlantılı olduğunu vurguladı. Kilisesinin yaklaşık 1900 yıllık döneme tanıklık ettiğine dikkati çeken Özkaya, "Bölgede yaşayan Hristiyan azınlıkların dini etkinliklerine ait semboller bu kilisede görülüyor. Burada yaptığımız kazılarda 18. ve 19. yüzyıllardan kalma, Avrupa devletleri ile Osmanlı'ya ait sikkeler bulduk. Bu sikkelerin ortaya çıkması, 19. yüzyıla kadar burasının faal bir merkez olduğunu göstermektedir" diye konuştu.
Özkaya, kilisede dikkati çeken bazı bulgulara ulaştıklarına işaret ederek; "Burada, bilinen örneklerinin olmadığı bir bulgu ele geçirdik. Pasifik Okyanusu kıyılarında yaşayan bir canlının fosilini bulduk. Bu fosil 'Kum Doları' olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu fosil, Hristiyan dünyasında İsa Mesih inancıyla bağlantılı bir obje olarak değerlendirilmiştir. 5 yıldızdan oluşan kanatları dolayısıyla İsa'nın doğumunu, ölümünü ve göğe yükselişini sembolize etmektedir. Dolayısıyla tüm Hristiyanlarca kutsal kabul edilen bazı değerlerin saklandığı, bölgedeki Hristiyanlarca önemsenen kutsal emanetlerin muhafaza edildiği bir kilise olarak dikkati çekici bir özelliğe sahiptir" dedi.
Kilisenin genel anlamda iki ayrı kaya mezarın birleştirilmesi sonucu oluştuğu bilgisini veren Özkaya, duvar işçiliğinde farklı dönemleri yansıtması açısından da önem arz ettiğini, bölgede daha önce yaşamış ve yaşamaya devam eden Hristiyan azınlıkları sembolize eden haçların duvarda bulunduğunu söyledi.