Migren, dünyadaki en yaygın üçüncü hastalıktır ve on milyonlarca insana acı çektirir. ABD'deki her 4 haneden yaklaşık 1'inde migreni olan biri vardır. Son yıllarda bilim insanları migrenlerin nasıl ve neden meydana geldiğine dair daha iyi bir anlayış kazandı.
Migren sadece bir baş ağrısı değildir, aynı zamanda zayıflatıcı olabilen bir dizi ilişkili semptomu da içerir. Bunlara mide bulantısı, kusma, ışığa karşı hassasiyet ve baş dönmesi dahildir. İnsanlar genellikle migrenlerini neyin tetiklediğini belirlemekte zorlanırlar. Migren, çevresel, hormonal, genetik faktörler veya yiyecekler tarafından tetiklenebilir. Son yıllarda çok fazla ilgi gören bir yiyecek de buğday, çavdar ve arpada bulunan bir protein olan glütendir.
Baş ağrısı yönetimi konusunda uzmanlaşmış kayıtlı bir diyetisyen ve kurul onaylı nörolog olan Lauren Green, hastalarına sıklıkla glutensiz bir diyet denemelerini öneriyor.
Çölyak hastalığı, bağışıklık sisteminin gluten karşısında otomatik olarak tepki vererek sindirim sistemi bozukluğuna yol açtığı bir durumdur. Bu durum, migren baş ağrıları ile gluten arasında net bir ilişki olduğunu gösterir. Gluten, bağışıklık hücrelerini, vücutta yabancı bir madde olarak gördüğü şeylere saldırmak için antikorlar üretmeye teşvik eder.Çölyak hastalığı olmayan bir kişi gluten yediğinde, bu madde gastrointestinal kanala girer ve besinler sindirilip emilir. Ancak çölyak hastalığı olan bir kişide, bağışıklık sistemi gluteni yabancı bir madde (örneğin bir virüs ya da bakteri gibi) olarak görür ve onu yok etmek için özel bir antikor üretir.
Sorun, kişinin sağlıklı dokularının bu süreçte yok olmasıdır. Diğer bir deyişle, glutene duyarlı olan kişiler gluten tükettiklerinde, bağışıklık sistemi bu proteini bir istilacı olarak görür ve proteini yakalayıp yok etmek için antikorlar üretir. Bu protein gastrointestinal kanalda ya da diğer organlara emildiyse, antikorlar onu bulmak için aramaya başlar ve gluten proteininin bulunduğu herhangi bir dokuya saldırır.
Bu, vücudu yüksek alarm durumuna sokarak iltihaplanma reaksiyonlarını tetikler ve çeşitli sağlıklı organlara zarar verir. Bu, sadece beyni değil, tüm vücudu etkileyen bir iltihaplanma yanıtıdır. Baş ağrılarının yanı sıra, sindirim problemleri, yorgunluk ve öğrenme güçlükleri gibi daha geniş semptomlara da yol açabilir.
Son yıllarda bilim insanları migrenlerin nasıl ve neden meydana geldiğine dair daha iyi bir anlayış kazandı. Migren artık ailelerde yaygın olarak görülen genetik bir rahatsızlık olarak kabul ediliyor. Ancak sadece glutene tahammülü olmayan bir kişinin inflamatuar tepkisine bakmak, glutenin migrenle olan bağlantısına dair bütün resmi ortaya koymuyor.İlk teoriler migrenlerin kan damarlarının genişlemesi veya genişlemesi nedeniyle meydana geldiğini ileri sürmüştür. Ancak şimdi nörologlar bunun tüm hikaye olmadığını fark ediyor. Artık migrene yol açan kaskadın trigeminovasküler yoldaki (TVP) sinirleri içerdiği biliniyor.Örneğin, TVP glütenin varlığıyla aktive olduğunda, bağışıklık hücrelerinin yaralanmaya veya alerjik ve inflamatuar olaylara yanıt verirken ürettiği bir madde olan histamin de dahil olmak üzere birçok kimyasalın salınmasına neden olur. TVP sinirleri ayrıca migrenler için yakın zamanda keşfedilen bir tetikleyici üretir; kalsitonin gen ilişkili peptit (CGRP) adı verilen bir protein.
CGRP salındığında, beyni koruyan doku tabakası olan menenjlerdeki kan damarlarının genişlemesine neden olur. Kan damarları genişledikçe, menenjlere su ve protein sızdırırlar, bu da tahrişe neden olur. Şişme, talamus da dahil olmak üzere beynin diğer bölgelerine mesajlar ileten trigenimial sinirleri harekete geçirir ve bu da migrenle ilişkili olan ağrı algısını yaratır.
Genellikle bir gıda tetikleyicisi, o maddeye maruz kaldıktan sonraki 15 dakika içinde migrenin başlamasına neden olur.
Birisi çölyak veya buğday alerjisi için pozitif test sonucu verirse, cevap basittir: Diyetten glüteni çıkarın.