• Sitemizde hiç bir şekilde yasa dışı bahis ve kumar oynatılmamaktadır! Devrebet Forum Sitesi, Türkçe dilini kullanan ve Türkiye dışında yaşayan kişileri bilgilendirmek amacıyla düzenlenmektedir. Devrebet Forum sitesinde tanıtılan bahis firmaları Türkiye Cumhuriyeti kanunlarınca yasal olmayabilir, Türkiye'de ikamet eden ve paylaştığımız iddaa tahminlerini takip eden kişiler Sportoto bayileri olan; Bilyoner, Nesine, Tuttur, Birebin, Misli ve Oley web sitelerinden bahis yapmalıdır. Digitürk ve D-Smart gibi platformların sahip olduğu telif haklarından ötürü sitemizde yayınlarına yer verilmemektedir.

    Skype : live:.cid.a929326185b46229

Babasını dövmek için boks öğrendi

Alemci

Member
Babasını dövmek için boks öğrendi

Sultanbeyli’de yaşayan eski boksör ve ayakkabı tamircisi İsmail Özkan, küçük ayakkabı atölyesinde ayakkabı tamirciliği mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Bir zamanlar “örnek boksör” olarak gazetelere haber olan Özkan, küçükken babasının kendisini dövmesine sinirlenerek boksa nasıl başladığını anlattı.

Ayakkabı tamirciliğindeki sorunlara değinen İsmail Özkan, “Ayakkabı tamirciliği azaldı, bitti. Önceden 4-5 kişi bile küçük bir atölyede full-time çalışırken, şu an tamamen bitti. Şimdi ayakkabıları kimse tamir ettirmiyor, atıyor kenara yeni ayakkabı istiyor. Böyle sıkıntılar var.” ifadelerini kullandı.

Ayakkabıların uzun ömürlü olması için yapılması gerekenleri de anlatan Özkan, şunları kaydetti: "Ben kendim ayakkabı yapıyorum. Hakiki deri fabrikadan tuzlanarak çıkıyor. Tuzlanmış deri ile ayakkabı imalatını yapıyoruz, üstüne rötuş boyası atıyoruz. Bunu alan kişi bir gün sonra yağmur veya su temas etmeden lostrada güzel bir boya attırması lazım. Ondan sonra bu ayakkabı tuzu atmaz, rahat bir şekilde giyilebilir. Boyamazsan bu ayakkabı beyazlar'' dedi.

''BABAM BENİ ÇOK DÖVÜYORDU''

Gençliğinde uzun zaman boksla uğraştığını kaydeden İsmail Özkan, "Babam küçük yaşta beni çok dövüyordu. Öyle sinirleniyordum ki, kendi kendime ‘bu boksu öğreneceğim, babamı döveceğim’ diyordum. Ama baba dövülür mü? Ben de boksa başladım. Babam da o aralar hasta oldu. Maçlara çıkıyordum. Maçı kazandığımda tribünlere bakıyordum, 'babam keşke yanımda olsaydı da maçlarımı seyretseydi' diyordum. Arkadaşlarımın babaları gelirdi, omuzlarına alıp gezdirirlerdi. Benim babam yoktu. Bunun duygusallığını hala yaşıyorum'' dedi.

Özkan, “Babam beyin kanaması geçirmişti, hasta olduğu için müsabakalara gelemiyordu. Ben kendi maçlarımı izletmeye çalışıyordum, izleyemiyordu, akli dengesi gitmişti. Babama maçlara gideceğim dediğimde 'oğlum dikkat et kendine' derdi” şeklinde konuştu.
 
Üst